Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim
uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık
etmiş olmasalardı eğer !
...
Can Yücel'in çok sevdiğim dizeleriyle birlikteyiz kısa bir aradan sonra.
Koku içinde bir çok duyguyu barındırır.Bir kokuyu hatırlamak,gülüşü hatırlamak,tatlı bir seslenişi duymak,sarılıp uyumaktır belki de.Anların temsilcisidir koku.İnsanların kimlik kartıdır.Anımsatıcılara kaydettiğimiz önemli notlar gibidir beynimize kaydettiğimiz kokular.
Bu duygusal yazıdan birazcık koparak mühendis gibi bakmaya başlıyoruz yine.İnsanları değil de markaları koklasak , onları hatırlasak ve özlesek nasıl olur diye düşünüyoruz.
İnternette gezinirken bulduğum brandesssence'ten bahsediyorum.Vizyonlarının "her markaya esans" ve "dünyanın daha iyi kokmasını sağlamak" olduklarını yazmışlar.Siteyi ilk gördüğümde aklıma ForeverNew ve her mağazada olan aynı kokusunun avm'ye her girişimde mağazaya uğrama isteği uyandırması geldi.Eve sıvı sabun alırken de deli gibi tek tek kapaklarını açıp koklamak da en sevdiklerimden.Kullandığınız şampuanın ya da vücut jelinin kim kötü kokmasını ister ki? Ter kokan bir mağazadan kaçarak uzaklaşmadınız mı hiç ?
Böylesine güçlü bir duyunun pazarlama alanında doğru kullanımı markaya iyi bir kimlik kazandırmak ve hedef kitleyi etkilemek yolunda iyi bir fırsat kesinlikle!Marka kokusu tatlı bir gülüşü de hatırlatabilir,kaçıp uzaklaşmayı da.Gücün farkında olmalı,en doğru şekilde kullanmalıyız.
Brandessence'in vizyonuna ayak uydurarak,
Her yerin daha iyi kokması , güzellikler anımsatması dileğiyle...
0 yorum:
Yorum Gönder