Çilekçilik


Son günlerde çilek hakkında yazılanları okudukça kalemi elimize alalım ya da bir word dosyası açalım dedim. Gelirken çilek alır mısın cümlesini çok severim. Bu ayların en çok kullanılanlar listesine yazabilirim.

Uğruna yazabileceğim bir konu olması heyecanlandırdı açıkçası.

#Quarantine day bilmem kaç. Productivity 0, yan gelip yatma 100.

Yazınca gerçekten canlı hissediyor insan. Bir bahar havası geldi sanki. Bir tabak çilek alıp üzerine pudra şekeri dökmüşüm gibi. Pudra şekeri çok tercih etmesem de böyle yazınca daha bir romantik geldi gözüme 😊

En sevdiğim meyve sanırım çilek. Çileği tek satın almazsın mesela. İnsanın sevdiği şeyden aynı anda çok olması ne kadar güzel bir şey. Alırken seçemezsin de. Sürprizli ending gibi. Anca uzaktan bakabilirsin. Eline alıp evirip çevirip tartamazsın. Koklarsın sadece...

İnsan çileğini seçebilir mi? Bir sepette dirisi de olur çürüğü de. Tatlısı da olur ekşisi de. İyisiyle kötüsüyle kabul edersin çileğini.

Her öğüne, her masaya iyi gider hem. Kahvaltıda ekmeğinin üstünden de yükselebilir reçel kokusu, gün batımında doldurduğun şarabını da süsleyebilir. Doğum günü pastalarının aranılanı, smoothie bowlların vazgeçilmezidir. Şarabımı da tatlımı da çilekli severim. Mutluluk verir masada çilek, hoş kılar sohbetleri.

Şimdi tuzlu suda bekletince içinden böcek çıkan videoları kapatalım artık. Bu kadar tantana yeter. Gülgiller familyasındanmış kendileri. Gülü seven çileğine katlanır dostlar.

Berkcan çilek dudaklarına yapışıp kalıcam şarkısını boşuna söylemiş olamaz herhalde.

Çok da düşünmemek lazım tabii. Çilek sonuçta. Üzerine 1 sayfa yazmamak lazım belki de. Çileği sevdiğim gibi okuyanların yazımı sevmesi dileğiyle.

Sevgiler,

Çağla


0 yorum:

Yorum Gönder

Popular Posts