okurken içimi üşüten, beni uyutan kitap...

çoktandır okumak istediğim bir yazardı tezer özlü. tanışmak bugüne kısmetmiş. oğuz Atay'ın tutunamayanlar adlı eserini defalarca yeniden başlayıp bırakan ve en sonunda da okuyan biri olarak bazılarının 'dişi oğuz atay' dediği tezer özlü ile tanışmaya karar verdim.

kitap sürükleyici değil, ama okurken insanı içine çekiyor ve insan elinden bırakamıyor. gerçekten müthiş..



BU DA BENİ DÜŞÜNDÜREN CÜMLELER...


karanlık bir gecenin geç vaktinde kalkıyorum. herkes her geceki uykusunu uyuyor. ev soğuk. çok sessiz davranmaya özen gösteriyorum. günlerdir biriktirdiğim ilaçları avuç avuç yutuyorum. kusmamak için üzerine reçelli ekmek yiyorum. genç bir kızım. ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. sanki güzel gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. karşı çıkmak istediğim evler,koltuklar, halılar,müzikler öğretmenler var. karşı çıkmak istediğim kurallar var. bir haykırış! küçük dünyanız sizin olsun. bir haykırış! sessizce yatağa dönüyorum. ölümü ve yokluğu uzun süre düşünmeye kalmıyor şimdi gözümün önündeki görüntüler renkli kırları andırıyor. korkacak bir şey yok. kırlarda koşuyorum. sanki bir deniz kentinde yaşamıyorum. hep kırlar. esintiyle birlikte eğilen otlar arasınd bir başımayım. birazdn ölüm beni alacak.

intihar düşüncesi peşimi bırakıyor. çoğunluk gibi doğal ölümü bekleyeceğim.

bir ülkede kafeterya açılmasını revizyonizm diye adlandıran, katı, gerçekle bağdaşmayan bir toplumcu düşüncenin savunucuları, ileri de bürokrat ya da teknokrat ve küçük burjuva aile babaları olacaklar. devrimcilikleri gençlik, üniversite yıllarında kalacak, batı kültürüyle, çağların yadsınmayacak bu kültürüyle toplumcu kültürü gereğince bağdaştıracak bir kuşak da yetişecek elbet.

0 yorum:

Yorum Gönder

Popular Posts